09 Şub Ağız Kanserlerinin Düşmanı Greyfurt

Greyfurt (Citrus paradisi), sedefotugiller (Rutaceae) familyasından olan yaprak dökmeyen bir kış meyvesidir.

Kalsiyum, potasyum, fosfor, demir gibi mineraller ile A, B ve C vitaminlerini içerir.

Greyfurt 1750 li yıllarda Jamaika da yerli tatlı portakalının yanına Güney Asya’dan getirilen yine bir turunç cinsi olan pomelo türü dikildiğinde bu iki türün birbiriyle tozlaşmaya girmesiyle 3. bir tür olan greyfurt’un ortaya çıktığı görülmüştür. İç  yapısının üzüm salkımlarına benzemesi nedeniyle üzüm meyvesi anlamına gelen grapefruit adı verilmiştir.
İç rengi beyaz, kırmızı ve pembe olanları mevcuttur.

Greyfurttaki çözülebilir lif, kötü kolesterolün düşürüp kabızlığı önleyici etki gösterir.

Greyfurtun yüksek oranda C vitamini içermesi sebebiyle yara iyileşmesini hızlandırdığı dolayısıyla dişeti kanamalarını azaltıcı etkisinin olduğunu biliyoruz. C vitamini içeriği sayesinde astım, osteoartrit ve römotoid artrit gibi inflamasyona bağlı hastalıkların oluşumunu engellemesi ve  kolesterolün okside olarak damarlarda kalp krizine neden olabilecek plakları oluşturmasını engelleyerek inme gibi kalp-damar hastalıkları ve kanser oluşum riskini azaltmasıdır.

Karotenoidler arasında en fazla antioksidan etkiye sahip yani hücre hasarını en fazla azaltma özelliği olan ve sebze-meyvelere kırmızı rengini veren likopendir.  Pembe ve kırmızı greyfurt beyaz greyfurta göre yaklaşık 50 kat fazla karotenoid içermektedir. Yapılan araştırmalar likopenin özellikle erkeklerde prostat kanserine karşı oluşumu, ilerlemesi ve metastas yapmasını  önleyici etkilerini ortaya çıkarmıştır.

Greyfurtun içerisindeki önemli antioksidanlardan bir diğeri de limonoidlerdir.Limonoidler turunçgillerde C vitamini kadar yoğun olarak bulunmakta ve detoksifiye edici özelliğinin yanında özellikle ağız, deri, akciğer, göğüs, mide ve barsak kanserleri ile mücadelede çok etkindir.

Yapılan yeni bir araştırma da ise greyfurtta yüksek oranda bulunan naringin ve naringenin adlı flavonoitlerin ağız kanserleri oluşumunu belirgin ölçüde azalttığını göstermiştir.

Metabolizmayı hızladırıcı etkisiyle zayıflamada yardımcıdır.Ayrıca greyfurtun insülin hormonunu baskılamak suretiyle kişinin yemek yeme isteğini azalttığı belirtilmektedir.

Greyfurtun karaciğeri toksinlerden temizleyip,böbrek taşlarını engelleyici özelliğinin olduğu bazı çalışmalar göstermektedir.

Greyfurt salatalara, yemeklere, tahıl gevreklerine katılarak ve meyve suyu olarak kullanılmaktadır.

Yapılan araştırmalar sonucu greyfurt suyunun veya greyfurtun bazı ilaçlarla birlikte alınmasıyla ilacın biyoyararlılığının azalmasına bağlı olarak tedavinin etkinliğinin azalmasına, ilacın biyoyararlılığının artmasına bağlı olarak da yan etki riski veya toksisite gibi etkilere neden olmaktadır.İlaçlar bağırsaklarda ve karaciğerde bulunan CYP450 enzimiyle parçalanarak vücudumuzdan atılmaktadırlar.Bu enzimin ince bağırsaklarda bulunan P-450 3A4 isimli bir türü greyfurt suyu içince yok olmakta ve bu nedenle de ilacın parçalanması geciktiğinden kanda birikmekte ve sonuçta ilaç zehirlenmesine neden olabilmektedir.Greyfurt suyunun etkisinin geçmesi için en az 24 saat geçmesi gerekmektedir.Diazem, Seralin, Lustral, Selectra gibi antidepresan ve uyku ilaçları;
Plendil, Syscor, Isoptin gibi hipertansiyon ilaçları; Tegretol gibi epilepsi ilacı;
Viagra, Sildegra, Vigrande gibi iktidarsızlık ilaçları;
Lipitor, Tarden, Ator, Zocor Lipovas gibi kolesterol ilaçları

greyfurt ile kullanılmaması gereken ilaçlardan bazılarıdır.

Greyfurt dilimlerinin kabukları soyulunca acılığının kalmadığını biliyormuydunuz?

100 gr greyfurt 41 kaloridir.