03 Eyl Kurban Bayramı’nda Nasıl Beslenmeliyiz?
Manevi değeri müslüman alemi için çok önemli olan Kurban Bayramı, tüm aile bireylerini bir araya getiren, sevgi ve mutluluğun göstergesi olarak simgelenen geniş sofraların kurulduğu günlerdendir.Bayram boyunca özellikle kavurma ikramlarıyla kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığı artmaktadır.
Kurban Bayramı boyunca en fazla tükettiğimiz kırmızı et; iyi kalite hayvansal proteinin yanı sıra, demir, çinko, fosfor, magnezyum mineralleri ile B1,B6,B12 ve A vitaminlerini içermektedir.Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içerikleri yüksektir. Görünür yağlar etten ayrılsa dahi kırmızı etin ortalama yağ içeriği %20’dir.
Kontrolsüz et tüketimi,kalp-damar hastaları, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastaları için bayram boyunca ve sonrası için önemli bir risk oluşturur.Bayramda oluşabilecek sindirim güçlüğü, kabızlık, bulantı, mide rahatsızlıkları, kalp çarpıntısı, tansiyon yükselmesi gibi sağlık problemleri riskini azaltmak için kırmızı et tüketimi sınırlandırılmalıdır.Dolayısıyla Kurban Bayramında da; sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına her zaman özen gösterilmelidir.
O zaman bayram boyunca dikkat etmemiz gereken bazı noktalar neler isterseniz onlara bir göz atalım:
Veteriner kontrolü olmayan ve uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya, salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıkları bulaşma riski yüksektir.Bu yüzden kesim koşullarına çok dikkat etmek gerekir.
Bayram günü kesilen hayvan eti, bekletilmeksizin birkaç saat içinde hatta bayram kahvaltısında pişirilerek tüketilir. Ancak yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede, hem de sindirimde zorluk yaratır. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti en az 24 saat bekletmeden tüketmemelidir.
Kahvaltı günün en önemli öğünüdür.Bayramda da kesinlikle atlanmamalı ama aşırıya da kaçılmamalıdır.Kahvaltıda C vitamininden zengin olan domates, sivribiber, maydanoz tüketilmelidir.
Etler; büyük parçalar şeklinde değil ancak kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine koyularak buzdolaplarının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Buzdolabında -2 derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede daha uzun süre etler saklanabilmektedir.
Pişirmek için buzluktan çıkartılan etler, yine buzdolabının alt raflarına indirilerek çözdürülmeli, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.
Et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyveleri doğrama işlemi yapılmamalıdır.
Pişirme yöntemi olarak; haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır.
Etler, C ve E vitaminini içermezler. Bu nedenle etlerin mutlaka sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında C vitamininden zengin sebze/salata/meyve/ taze sıkılmış meyve sularının tüketilmesi oldukça önemlidir. Bu yöntem besin çeşitliliğinin sağlanması açısından, yoğun et tüketiminin vücutta yaratacağı toksin etkisini azaltmak için ve sebze-meyvede bulunan C vitaminin demirin emilimini arttırması için önemlidir.
Yağlı et tüketimi ile birlikte kan yağlarında ve ürik asit düzeyinde artış yaşanabilmektedir.Bayram süresince et tüketiminde aşırıya kaçılmamalıdır. Öğünlerde 2-3 porsiyon (60-90 gram) et tüketimi yeterli ve uygun olan miktarlardır.
Bayram etinin mangal yapılırken ateşe yakın olarak pişirilmesi hem kanserojen öğelerin oluşumuna neden olur hem de B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açar. Bu nedenle mangal planınız var ise; etler ateşten 15 santimetre uzakta ve kömürler, kor halini aldıktan sonra pişirilmelidir.
Bayram boyunca et kullanılarak yapılan sebze ya da baklagil yemeklerine yağ ilave edilmemelidir. Özellikle katı yağlar, et yemeklerinde kullanılmamalıdır, etin kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır.
Kurban bayramının geleneksel yemeği haline gelen kavurmanın içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirme yapılmalıdır.
Bayramda genel olarak sakatat tüketimi de artmaktadır. Ancak özellikle kolesterol hastaları ile kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişiler sakatat tüketiminden kaçınmalıdır.
Kavurma ve kırmızı et öğle öğününde tüketilmeli, akşam öğününde ise sebze, kuru baklagil gibi posa içeriği yüksek yemekler tercih edilmelidir.
Etlerin yanında rafine edilmiş pilav/makarna yerine bulgur/esmer pirinç; asitli/gazlı içecekler yerine ayran/yoğurt/cacık tüketilmelidir.
Günlük (2-2.5 lt) su tüketimine dikkat edilmelidir.
Gidilen bayram ziyaretlerde; meyve suları yerine açık çay/bitki çayları; hamur tatlıları/çikolata yerine sütlü tatlılar/meyveler/meyveli tatlılar tercih edilmelidir.Muhakkak şerbetli tatlı tüketilmek isteniyorsa da gün aşırı 1-2 dilim baklava tercih edilmelidir.
Ana öğünler geçiştirilmemeli 3 ana öğün yemek düzeni bozulmamalıdır.
Yine bayram ziyaretlerinde size verilen ikramlardan küçük miktarlarda tüketmek önemlidir.
Bayram tatilini değerlendirerek alınan fazla kaloriyi dengelemek açısından bol fiziksel aktivite yapılmalıdır.
Son olarak; bayramlarda da yeterli ve dengeli beslenme ilkelerine uygun miktarda et tüketirken çeşitlilik yaratmak için, diğer besin grupları olan ‘süt grubu’, ‘ekmek grubu’, ‘sebze grubu’ ve ‘meyve grubu’ ile aynı öğünde birlikte tüketmeye özen gösterilmelidir.
Bayram ertesi midenin dinlenmesi için bir öğün sadece çorba/yoğurt/salata, diğer ana öğünde ise etli sebze yemeği yiyerek biraz mide-bağırsak sistemi dinlenmeye alınmalıdır.
Kurban Bayramı tatilini en iyi şekilde değerlendirmek sizin elinizde.Diyetim bozulacak ve programımı takip edemeyeceğim diye düşünüyorsanız size önerim diyetinize küçük bir mola verin. Çünkü tatilde kilo vermeye çalışmak doğru bir hedef değildir. Bayram tatilinden kilo almadan dönmek bile çok büyük bir başarı sayılır.